Alanya’nın gece kulüplerinden birinde, ışıkların altındaki hareketli kalabalık arasında kaybolmuştum. Müzik bedenimi sarıyor, ritimle nefesim aynı anda hızlanıyordu. Kalabalıktan bir an olsun uzaklaşmak için lavaboya yöneldim. Aynaya bakarken cebimde çakmağımı aradım ama bulamadım. O sırada yanıma yanaşan genç bir kadın, sessizce kendi çakmağını uzattı. Göz göze geldiğimiz an içimde bir şey kıpırdadı. O, Alanya Orospu Natali’ydi ve gecem o an başladı.
Elini çekerken parmaklarımızın kısa bir süre birbirine değmesi, vücudumda bir kıvılcım gibi dolaştı. Ayrıca, teninden yayılan yoğun vanilya ve tütün kokusu lavabonun steril havasını altüst etti. Dışarı çıkmadan önce ona “Teşekkür ederim,” dedim. O ise yalnızca gülümsedi ve dudaklarını ıslattı. İçimdeki arzuyu uyandıran şey o sıradan bakış değildi; o bakışın ardındaki niyetti.
Kulübe geri döndüğümüzde artık aynı yabancılar değildik. Dans etmeye başladığımızda kalçalarının bedenime ritmik dokunuşlarıyla aramızda artan tensel çekimi inkâr edemezdim. Örneğin, onunla içkilerimizi tokuşturduktan sonra bana doğru eğilip “Çakmak sende kalsın, bu gece de öyle olsun,” demesi, gecenin yönünü net bir şekilde belirledi.
İç sesim şöyle dedi: “Bu kadın rastgele biri değil. Bu geceyle birlikte zihnine kazınacak biri.” Gerçekten de, Natali yalnızca tenime değil, aklıma da dokunuyordu. Kulüpte başlayan bu temas, daha sonra rezidansta sessizliğe bürünen ama arzunun en yüksek haliyle devam eden bir gecenin önsözünden başka bir şey değildi.
Sonuç olarak, Alanya’da sıradan bir karşılaşmayı unutulmaz bir gecelik hikâyeye dönüştüren bir Alanya Orospu arıyorsan, Natali’yi bir lavaboda bile fark edebilirsin. Ve o geceden sonra hiçbir şey aynı kalmaz.
Şimdi o çakmağı al ve Natali’nin alevine kendi kıvılcımını kat!